Çarşamba, Nisan 22, 2009

Toplum ne ise aynası da o..."Aman vatandaş haşlanmasın"!

Zaman zaman tartışma olur; "Efendim bu milletvekilleri şöyle, böyle olur mu?" gibi birçok konuda şikayet ederiz. Örneğin bir yasa görüşmesinin en geceyarısına denk gelen bölümünde araya milletvekillerine kıyak maaş içeren bir teklif yapılır. Ertesi gün bir kıyamet kopar. "Vekile var, aslına yok" gibi klişe başlıklar gazetelerde...
Aslında bunu şöyle okumak gerekiyor: Asıl neyse vekili de o!
Öyle ya Meclis'e gönderdiğimiz vekillerimiz toplumu temsil etmiyor mu? Toplum neyse onlar da o. Uzaydan gelmiyorlar.
İşte şu ve bu haberleri toplumun aynası olarak görürüm ve hiç mi hiç şaşmam.
Bu haberlerden birinde en güzeli de şu:
Kütahya Simav'da 17 Şubat günü bir deprem oluyor. Daha sonra, ara ara artçıları oluyor. Bunlardan biri de, dün olunca şöyle bir 'geyik' hızla yayılıyor. Geyiğin şahı aslında bu!
Düşünün siz Ahmet Mete Işıkara'nın, dün saat 19.02'de 3.2 büyüklüğünde deprem olunca hemen Simav’da tanıdığı birkaç kişiyi aradığını ve...
“Bu gece Simav’da 7 büyüklüğünde deprem bekliyorum. Vatandaşları uyarın. Evlerini terk etsinler. Bunun yanında Eynal Kaplıcaları İşletmesi'ni de aradım. Sıcak suların vanalarını açmalarını istedim. Yoksa Simavlı bu gece saat 22.00- 23.00 saatleri arasında meydana gelecek 7 büyüklüğündeki büyük depremle yerle bir olacak. Vatandaş kaynar sularda haşlanacak” dediğine kayıtsız şartsız inanıp ortalığı birbirine katıyor, paniğin şahını yaratıyorsunuz!
Yani bir bilim adamının hem depremin olacağını bilip, ilk aklına gelen yerin "aman vatandaş haşlanmasın" diyerek Eynal Kaplıcası olacağını, bunu da tanıdığı birkaç kişiyi arayarak yapmasını düşünmenin nasıl bir beynin ürünü olabileceğini anlamaya çalışıyorum...Yok yok bu cehalet sandığımdan daha kötü bu ülkede...Daha doğrusu yoksulluk mu demeliyim?

Hiç yorum yok: