Ülkemiz tuhaf ilginçlikleri içinde barındırır. Dünya diğer yerlerde olan tuhaflıklardan farklı değildir aslında.
Pazartesi (22 Ocak) günü YapıKredi Koç Bank birleşmesinin kutlanacağı bir gece daveti vardı. Bu davette bir de konser verilecekti. Konseri verecek olan "Tenor" Andrea Bocelli idi.
Kendisinin ciddiye alınabilecek bir müzik eğitimi yok. "Bizim çocuğun kulağı iyi" diyen bir annesi varmış herhalde. Zaten, dünyanın birçok yerinde bu eleştiriliyor.
Neyse isteyen web'de detaylı bilgileri bulur. (Meraklısı, 8 Eylül 2006 tarihli New York Times'dan Bernard Holland'ın yazısını okuyabilir. Yazının başlığı: "Spectator-Friendly, and Critic-Proof in a Sea of Approval" )
Ben zaten "Sacred Arias" albümünü dinlemiş ve notumu vermiştim.
Ama, popüler kültür dediğimiz şey bu işte; halk Bocelli'yi satın alıyor, konseri "full" çekiyor !
AP ajansı, Bocelli için "Passion? Yes. Power? No." diyerek değerlendiriyor.
Neyse, o gece anlı şanlı sosyetemiz, kokteyl salonunda pek durmadı, hemen salona dalıp yer kaptı; 'vasatizmin' zirvesiydi.
Ertesi gün, gazetelerde konserin değerlendirmesini yapan bazı yazarlar, "Bocelli muhteşemdi ama salon akustiği kötüydü" diyorlardı.
Biz de akustiği pek beğenmedik. Ama, 'vasatizmi' sevenler, "Yahu biz Bocelli için muhteşem diye yazacağız, ama, araya durumu kurtarıcı bişeyler de yazalım ki, pek de foyamız ortaya çıkmasın" mantığı yürütmüş olmalılar...